Sabancı Merkez Camii, Adana şehrinin merkezinde, Seyhan nehri kıyısında yer alan Türkiye’nin en büyük camisidir. 32 metre çaplı ana kubbesi ile Türkiye’nin en büyük kubbeye sahip camisi oarak kabul edilmektedir. Ortadoğu'nun en büyük camisi olarak da kabul edilmektedir. Sabancı Merkez Camii, konumu itibariyle Adana’da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve Adana’yı çevre il ve ilçelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yüksek minareleriyle kilometrelerce uzaktan görünüyor olması nedeniyle şehrin adeta sembolü haline gelmiştir.
Adana kent siluetine hakim olan yapısı ile kentin tacı gibi durmaktadır. Adana Sabancı Merkez Camii’nin temeli, devlet töreni ile 13 Aralık 1988 tarihinde atılmıştır. Arsası zamanın Büyükşehir Belediyesi yetkililerince Türkiye Diyanet Vakfı’na devredilmiştir. Caminin proje mimarı bir çok uluslararası proje de yer almış olan mimar Necip Dinç’tir.
Cami, Adanalılar tarafından büyük bir ilgi ile karşılanmış; Adanalı hayırseverlerin, Türkiye Diyanet Vakfı’nın ve devlet bütçesinin katkıları ile caminin %50’si bitirilebilmiştir. 1996 yılında mali desteğe ihtiyaç duyulduğunda hayırsever Sabancı ailesi ile temas kurulmuştur. Sabancı ailesi de “VAKSA” kanalıyla toplam bir trilyon yüz kırk milyar TL bağışta bulunarak caminin tamamlanmasına yardımcı olmuşlardır. Önceleri cami “MERKEZ CAMİİ” olarak anılmakta iken, Sabancı ailesinin bağışından sonra “SABANCI MERKEZ CAMİİ” olarak isimlendirilmiştir.
Cami, Sabancı ailesinin verdiği büyük destek ile kısa sürede tamamlanarak, 18 Aralık 1998 günü yine devlet töreni ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Sakıp Sabancı tarafından törenle açılmıştır. Son cemaat ve çevre düzenlemesi dahil camiinin bütün işleri, 2000 yılı Aralık ayında tamamlanmış, eser, Osmanlı mabet mimarisinin özgün eserlerinden olan Sultan Ahmet ve Selimiye camilerinin sentezinden meydana gelmiştir.
Mimari Özellikler
Altı minare ve silüet olarak Sultan Ahmet Camii’ne, plan ve iç mekan olarak da Selimiye Camii’ne benzemektedir. Caminin ana kubbesinin iç çapı 32 m olup, sekiz fil ayağı üzerine oturmaktadır. Ana gövde alanı 3600 m², toplam cami inşaat alanı 6600 m²'dir. Ana kubbenin namaz kılınan kottan itibaren yüksekliği 54 m'dir. Ana gövde ile bitişik dört minare 99 m. son cemaat mahallinin köşelerinde yer alan iki minare ise 75 m. yüksekliktedir. Cami, son cemaat mahalliyle birlikte 6600 metrekareye yayılmıştır; Cami, açık ve kapalı alanlarda (mahfil ve teraslar dahil olmak üzere) 20.000 kişilik cemaat kapasitesine sahiptir. Camide bulunan hat eserlerinin tamamı Hattat Hüseyin KUTLU’ya aittir.
Ana kubbede 9 m çapında “Ayet-el Kürsi” yazılıdır. Güney cephede (kıble cephesinde) bulunan 2X16=32 m boyundaki kuşak yazısı ise Nur Suresinin 35-36-37 ve 38. Ayetleridir. Sekiz fil ayağı ile ana kubbe kasnağının meydana getirdiği sekiz adet aslan göğsünde ise Lafzatullah ile Peygamberimizin ve ilk halifelerin isimleri bulunmaktadır. Alt kat pencere rozetlerinde batı cephesinden başlamak üzere Fatiha Suresi ile devamında Cibril Hadis-i şerifi, üst kat pencere rozetlerinde ise Esma-ül Hüsna, Allah’ın (C.C.) güzel isimleri bulunmaktadır. Kapı üstlerinde, içeride ve dışarıda, çeşitli ayetler yer almaktadır.
Cami çinileri klasik İznik çinisi tekniği ile İznik’te, İznik Vakfı tarafından yapılmıştır. Kıble cephesinde bulunan dört adet pano, büyüklük bakımından dünyada en büyük cami panolarıdır. Camide tüm nakış eserleri ve çinilerin desenleri Mimar Nakkaş M. Semih İRTEŞ’e aittir. Mihrap, mimber, kürsü, taç kapı ve diğer kapılar mermer olup klasik Osmanlı camilerinde bulunan eserlere benzer tarzda çizilmiş ve Nihat KARTAL Usta tarafından büyük bir ustalıkla ve sanatkarane zarafetle yapılmıştır. Ahşap kapılar kündekari tarzında olup Ahmet YILÇAY usta tarafından, bütün vitraylar Abdulkadir AYDIN usta tarafından, mukarnas işleri Ali Turan usta tarafından yapılmıştır. Cami minareleri beyaz çimento ile fil dişi renginde kırma malzeme karıştırılarak elde edilen betondan betonarme olarak yapılmıştır. Aynı tarzda ana kubbe ve yardımcı kubbeler brüt beton olarak yapılmıştır.
Caminin iç ve dış aydınlatma projeleri ile iç seslendirme projeleri Philips tarafından çizilmiştir. Bu projelerde Philips’in malzemeleri kullanılmıştır. Ayrıca camide asansörlü minareye konan ve ASELSAN tarafından realize edilen merkezi telsiz yayını ile 60 km çaplı bir daire içinde kalan 275 adet camiye merkezi yayın sistemi ile vaaz yayını yapılmaktadır.
Caminin batı kısmında müstakil bir bölüm olarak araştırmacılara ve halka hizmet vermek üzere klasik ve dijital bir kütüphane de bulunmaktadır. Sebil Çeşmesi’nden özel dini günlerde bal şerbeti sunulmaktadır. Cami, konumu itibariyle Adana’da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve Adana’yı çevre il ve ilçelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yüksek minareleriyle uzaktan görünüyor olması nedeniyle şehrin adeta sembolü haline gelmiştir. Ayrıca Cami, Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük camisi olma özelliğine sahiptir.Bildirdiği anlam açısından bakıldığında bir mimari gösterge, kullanım nesnesi olarak; bir düz anlama sahip gösterileni olan bir gösterendir. Bir Caminin birincil gösterilenine örnek olarak, bir ibadet alanı, onu meydana getiren kubbe, minare veya pencere gibi öğeler olup; hebir öğenin de düz anlamıyla bir işlevi vardır. Ancak mimari göstergenin işlevsel kılınabilmesi düz anlamıyla bile olsa sosyal, kültürel ve dini şifrelendirme (atfetme)süreçlerine ve uzlaşımlara dayanıyor olması kaçınılmazdır.
Mimar Sinan Selimiye Camii’ni yaptıktan 150 yıl sonra Edirne Defterdar Kethüdası Dayezade Mustafa Efendi risalesinde Selimiye Camii’ndeki her ögeyi İslam dinine ait öğelerle birleştirmiş ve özdeşleştirmiştir. Mustafa Efendi'nin bu yanal anlam yorumlaması Mimar Sinan’dan bağımsızdır ve Koca Sinan’ın camiyi buna göre yorumlayıp yorumlamadığı da herhangi bir kaynakta yer almamaktadır ve doğruluğu hiçbir zaman bilinmeyecektir. Ancak Dünya tarihinin eşsiz mimarlarından biri olan Mimar Koca Sinan’ın günün dini, sosyal ve kültürel şartları düşünüldüğünde yanal anlamı göz ardı etmesi de pek düşünülemez. Yanal anlam yorumlamalarına örnek olarak, Türk İslam mimarisinde, çok kubbeli yapılardan tek kubbeli yapılara geçiş sürecinin de bir yanal anlam olarak “İslam’daki Tevhid” inancı ile ilişkilendirilmesi gösterilebilir. Tıpkı Selimiye Camii'nde olduğu gibi Sabancı Merkez Camii'nde de camiyi meydana getiren öğelerin, yanal anlamlarına dair yorumların, yapan ve yaptıranından bağımsız bile olsa en azından yakıştırma olarak bile yapıldığı gerçektir. Ve yanal anlam olarak değerlendirilebilecek yakıştırmalardan bazıları şunlardır.
1- Ana mekandaki 5 normal kubbe, İslam’ın 5 şartına karşılık gelir.
2- Şadırvanlı avludaki 28 kubbe, Kur’an’da adı geçen 28 peygambere karşılık gelir.
3- İki mekandaki toplam 33 kubbe tesbih, tahmid, tekbirin ayrı ayrı 33’er defa tekrarına ifade eder.
4- Ana kubbe yüksekliği 54 m olup, 54 farzı ifade etmektedir.
5- Ana kubbe çapı 32 m olup, 32 farza karşılık gelir.
6- Ana kubbe pencere Peygamber efendimize peygamberliğin geldiği yaşa, bir günde kılınan 40 rekat namaza, mescid-i Nebevi’de kılınan müjdeli 40 vakit namaza gibi karşılıktır.
7- Camideki 6 minare, imanın 6 erkanına karşılıktır.
8- Dört minarenin uzunluğu 99 m olup; Esma-i Hüsnaya, tesbih, tahmid, tekbir’in 33’er defa tekrarının toplamına denk gelir.
9- Altı minaredeki 16 şerefe; tarih boyunca kurulmuş 16 Türk devletini simgeler.
10- Ana kubbe etrafındaki 4 yarım kubbe (tromplar); edille-i şeriyye ( İslâm’ın 4 ana kaynağı Kur’an, sünnet, icmai ümmet, kıyası fukaha), 4 büyük halifeye, 4 büyük kitaba, 4 mezhebe, 4 büyük melaikeye karşılıktır.
11- Bir alt kattaki 12 yarım kubbe “İslâm’ın” tasvip ettiği 12 tasavvuf yoluna karşılık eder.
12- Bir alt kattaki aynalı pencereler; her cephede ayrı ayrı 28 olup Kur’an’da ismi geçen peygamberlere ifade eder
13- Ana kubbeyi taşıyan 8 ayak “Ef’ali mükellefine(farz, vacip, sünnet,müsteap, mübah, mekrûh, müfsid, haram) uygun gelir.
14- Ana gövdeye 5, şadırvanlı avluya 3 abidevi kapıyla girilir ki toplamı 8 cennet kapısına karşılık gelir.
KAYNAKÇA: www.diyanet.gov.tr
Kaynak: http://adanadan.biz/icerik.asp?ICID=225