Adanalı bakan Ömer Çelik Adana’da yok!

‘Sahipsiz Adana' diye başlayan cümleleri kullanmaktan artık bıktık, usandık. 
Ancak kurmak zorunda da olunca elden bir şey gelmiyor ve kurmayı da sürdürüyoruz.
Ne kadar sahipsiz bu kent? Bu sorunun yanıtını isterseniz bir örnek üzerinden açalım istiyorum.
Adanalı bakanım var. Adı Ömer Çelik...
Kendisi Kültür ve Turizm Bakanı.
Gazeteci kökenli olmasına ve bu kentte 12 yıldır milletvekili ve bakanlık yapan bir Ak Parti kurmayı olmasına karşın bir gün nezaketen de olsa gazetecilerin meslek örgütü olan Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etmişliği yok. Meslektaşlarının sorunlarını dinlemişliği yok.
İstenilen randevulara dahi yanıt vermeyen bir meslektaşımız Sayın Ömer Çelik.
Adana'da son dönemlerde turizm konusunda önemli çıkışlar gösteren Adana Bölgesel Turist Rehberleri Odası, 21 Şubat Dünya Rehberler Günü dolayısıyla Çukurova'da turizmin gelişmesi için çalışan kişi ve kurumları ödüllendirdi.
Günler öncesinden ödül alacak kişiyi kamuoyuna açıklayıp ‘Sayın Kültür Bakanı Ömer Çelik'e Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Dalı'nda (Anavarza Özel Ödülü'ne) layık görüldüğünü ifade etti.
Konu basında yer buldu. İlgili oda, bakana ulaşıp ödül törenine davet etti Sayın Bakanı.
Bu kentin bakanına bu kentin odası ödül verdi. Ancak ödül törenine Sayın Bakan Ömer Bey katılmadı.
Bakanın ödülünü Kültür ve Turizm İl Müdürü Sabri Tari aldı. 
Ne ilginç bir durum değil mi? Bu kente karşı sorumlulukları olan, hizmet etmekle mükellef olan Sayın Bakan ödüle layık görülüyor. Adana'da bu ödül töreninde Sayın Bakan yer almıyor.
Elbette bu ödül törenine katılamama bir şekilde izah edilebilir. ‘Önceden planlanan program nedeniyle ödül törenine katılamıyor' denilebilir. Büyük bir ihtimalle de konu böyledir. Yani daha önemli görülen toplantılar, açılışlar vardır bu ödül töreninden. Onun içindir ki Sayın Bakan Adana'ya gelememiştir.
Oysaki ben Sayın Ömer Çelik'in yerinde olsam kendi kentimin insanlarının bana vermiş olduğu ödülü hiçbir davetten önemsiz olarak algılamaz, bütün programlarımı iptal ederek bu törene katılırdım.
Hatta bu katılım sırasında Adana'da kısa bir süre de kalır kendi bakanlığımla ilgili yapılan çalışmaları yerinde denetler, seçim öncesinde hızlandırılması gereken çalışmalar için talimatlar verirdim.
Şahsım adına bu kentte gazetecilik yapan ve Ömer Çelik'ten de meslek kıdemi olarak daha fazla emek sarf eden bir meslektaşı olarak eleştirimi hakkımı kullanarak bu kentin sahipsizliğinde tüm siyasilerin katkısının olduğu gibi Sayın Çelik'in de şehrin yalnızlaşmasında sorumluluğunun olduğunu buradan net söyleyebilirim.
Şimdi Sayın Bakan ‘Adana için bilecek olursanız çok hizmetler yaptık' diyebilir.
Ben ise Sayın Bakan gibi düşünmüyorum.
Sayın Tayyip Erdoğan Beyin Başbakan iken Adana'ya vermiş olduğu 11 müjdenin irdelenmesi halinde bu kentin neden yalnızlaştığını ve sahipsiz konuma geldiğini herkesin daha iyi anlayacağı düşüncesindeyim.
Sözün özü, Bakan Çelik'i Adana'da görme şerefine erişemedik...
Belki bir başka bahara...
Seçim sattı mahalline girince bakın görün kamp kurar Adana'ya kamp...
Demedi demeyin...