Halka dokunan siyaset anlayışını sürdüren Çalışkan, yaptığı seri toplantı ve ziyaretlerle Seyhan’a yapacaklarını anlatıyor. Her sabah erkenden çalışmalarına başlayan Abdullah Çalışkan soyadı gibi bir zat. Her gün Seyhan’ın ayrı bir mahallesinde görüyoruz onu.
Kâh kanaat önderleriyle kâh esnafla sohbette. Kâh pazardaki Fatma teyzenin derdini dinliyor, Kâh ev toplantılarında. Ya da bir bakıyorsunuz sanayide işçilerle yemek yiyor, bir bakıyorsunuz Şeyh Cemil türbesinde dua ediyor. Zaten seçim çalışmasına da Adana’nın kurucularından olan Ramazanoğulları konağı önünde büyük devlet adamı Ziyapaşa’nın kabri başında başlamıştı ardından da Şeyh Cemil Konağı ve türbesini ziyaret etmiş sonra da Yeşiloba’daki Şehitliğe geçmişti.
Bununla Adana’da bir ilki gerçekleştirmişti.
Ben kendisini Milletvekili olduğu zamanlardan tanırım. Ben Çukurova Televizyonu’nda iken bir çok kez yayına almıştık kendisini o zamandan beri aklımda Abdullah Çalışkan denildiği zaman dürüst ve temiz aynı zamanda da güvenilir ve dik duruşlu bir kişi olarak yer etmiştir.
Bu söylediklerimi kendisini tanıyanlar bilirler. Tanıyacak olanlar da bu meziyetlerini kısa zamanda göreceklerdir. Eşit ve Adil Hizmet söylemiyle toplumun her kesiminde güven uyandırdığını belirtmek istiyorum Sayın Çalışkan’ın. Abdullah Çalışkan 22. Dönem Ak Parti Adana Milletvekilliği yapmış bir siyasetçidir. Ama en önemlisi de Amerika'nın Irak'ı işgal etmek istediğinde tezkereye Amerika aleyhinde oy vermesi sebebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından parti içinde pasifize edilip diğer dönemlerde vekillik görevi verilmedi kendisine.
Dedim ya dik duruşludur diye.
Yanlış bir şeyi asla yaptıramazsınız ona. Karşınıza dikilir. Eline komşumuz din kardeşlerimiz Iraklıların kanı bulaşmamış temiz bir siyasetçi. Irzına geçilen kafası kesilen savrulmuş hayatların hiç birisinin çığlıklarında zerre kadar sorumluluğu yok. Sırf bu dik duruşu nedeniyle bile Saygıyla önünde selam durulacak bir kişidir bana göre.
Derler ya bir mazlumun ahı ile gökyüzü arasındaki mesafe göz kırpımı kısalığında diye. Zira Hakkın katına Mazlumun ahı kıvılcım şeklinde yükselir derler. Ah Almamış temiz bir Adam. Adam gibi Adam. Tabi anlayabilene, tanıyabilene..!